Afrika ülkeleri

Afrika, hem yüzölçümü hem de nüfus bakımından Asya'dan sonra dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır. Yaklaşık 30,3 milyon km² (11,7 milyon mil kare) yüzölçümüne sahip olup, buna bitişik adalar da dahildir. Dünya kara yüzeyinin %20'sini ve toplam yüzey alanının %6'sını kaplar. 2021 yılı itibarıyla 1,4 milyar kişiyle dünya nüfusunun yaklaşık %18'ine ev sahipliği yapmaktadır. Afrika nüfusu, tüm kıtalar arasında en gençtir; 2012 yılında ortalama yaş 19,7 iken, dünya ortalaması 30,4'tü. Geniş doğal kaynak yelpazesine rağmen, Afrika kişi başına düşen gelir bakımından en fakir kıta, toplam servet bakımından ise Okyanusya'dan sonra ikinci en fakir kıtadır. Bilim insanları bunun nedenini coğrafya, iklim, sömürgecilik, Soğuk Savaş, demokrasi eksikliği ve yolsuzluk gibi çeşitli faktörlere bağlamaktadır. Bu düşük servet yoğunluğuna rağmen, son dönemdeki ekonomik büyüme ve büyük, genç nüfus Afrika'yı küresel bağlamda önemli bir ekonomik pazar haline getirmektedir.

Kıta, kuzeyde Akdeniz, kuzeydoğuda Süveyş Kıstağı ve Kızıldeniz, güneydoğuda Hint Okyanusu ve batıda Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Madagaskar ve çeşitli takımadaları içerir. Tam olarak tanınan 54 egemen devlet, sekiz bölge ve tanınması sınırlı veya hiç tanınmamış iki fiili bağımsız devlet bulunur. Cezayir, yüzölçümü bakımından Afrika'nın en büyük ülkesi, Nijerya ise nüfus bakımından en büyüğüdür. Afrika ülkeleri, merkezi Addis Ababa'da bulunan Afrika Birliği aracılığıyla iş birliği yapmaktadır.

Afrika, ekvator ile başlangıç meridyeni arasında yer alır. Kuzey ılıman kuşaktan güney ılıman kuşağa kadar uzanan tek kıtadır. Kıtanın ve ülkelerinin çoğu kuzey yarımkürede yer alsa da, önemli bir kısmı ve ülke sayısı güney yarımkürede bulunur. Kıtanın büyük bölümü tropik kuşakta yer alır, ancak Batı Sahra, Cezayir, Libya ve Mısır'ın büyük bölümü, Moritanya'nın kuzey ucu, Fas, Septe, Melilla ve Tunus'un tamamı Yengeç Dönencesi'nin üzerinde, kuzey ılıman kuşakta bulunur. Öte yandan, Namibya'nın güneyi, Botsvana'nın güneyi, Güney Afrika'nın büyük bölümü, Lesotho ve Esvatini'nin tamamı, Mozambik ve Madagaskar'ın güney uçları Oğlak Dönencesi'nin altında, güney ılıman kuşakta yer alır.

Afrika çok biyolojik çeşitliliğe sahiptir ve Pleistosen dönemi megafauna yok oluşundan en az etkilendiği için en fazla büyük hayvan türüne sahip kıtadır. Ancak Afrika, çölleşme, ormansızlaşma, su kıtlığı ve kirlilik gibi geniş çevresel sorunlardan da ciddi şekilde etkilenmektedir. Bu köklü çevresel sorunların, iklim değişikliğinin etkisiyle daha da kötüleşmesi beklenmektedir. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, Afrika'yı iklim değişikliğine en hassas kıta olarak tanımlamıştır.

Afrika'nın tarihi uzun, karmaşık ve dünya tarihi topluluğu tarafından sıklıkla hafife alınmıştır. Özellikle Doğu Afrika, insanlığın beşiği olarak kabul edilmektedir. En eski insansı canlılar ve ataları yaklaşık 7 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir. Etiyopya, Güney Afrika ve Fas'ta bulunan modern insan kalıntıları sırasıyla yaklaşık 233.000, 259.000 ve 300.000 yıl öncesine aittir ve Homo sapiens'in yaklaşık 350.000–260.000 yıl önce Afrika'da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ayrıca, en uzun süre boyunca insan yerleşiminin olması nedeniyle, antropologlar tarafından genetik açıdan en çeşitli kıta olarak kabul edilmektedir.

Antik Mısır ve Kartaca gibi erken insan uygarlıkları Kuzey Afrika'da ortaya çıkmıştır. Medeniyetler, göçler ve ticaretin uzun ve karmaşık tarihinin ardından, Afrika çok çeşitli etnik gruplara, kültürlere ve dillere ev sahipliği yapmıştır. Son 400 yılda Avrupa'nın kıta üzerindeki etkisi artmıştır. 16. yüzyıldan itibaren, Atlantik köle ticaretini de içeren ticaret bu durumu tetiklemiş ve Amerika'da büyük bir Afrika diasporası oluşmuştur. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Avrupa ülkeleri neredeyse tüm Afrika'yı kolonileştirmiş, yalnızca Etiyopya ve Liberya bağımsız kalmıştır. Günümüzdeki Afrika devletlerinin çoğu, II. Dünya Savaşı sonrası dekolonizasyon süreci sonucunda ortaya çıkmıştır.